20 Kasım 2013 Çarşamba

Bu iş çocuk oyuncağı değil!

“Eğer bir toplumda çocuklar ihmal ediliyorsa o toplum geri kalmış bir kültürdür. Ancak
çocukların gelişimine önem veriliyorsa o toplumun kültürü gelişmiş bir kültürdür.”  John Dewey

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Filozof ve eğitim kuramcısı John Dewey’in yukarıdaki sözlerini düşünmek için önemli ve değerli bir gün. Söyleyecek çok söz var.
Çocuk olmak… Seçimimiz değil; yaşadığımız hayatta bazı çocukların şanslı, bazı çocukların şanssız olduğunu görmek… Yılların olgunluğu varmışcasına yüzündeki ifadenin bedenine ağır geldiği çocuklar…
Dünyada 191 ülke tarafından kabul edilen, ülkemizde de 23 yılını dolduran Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, tarihte en geniş kabul gören insan hakları belgesi. Buu sözleşme sayesinde çocukların hakları yasalarca da tanınıyor. 20 Kasım günü tüm dünyada Çocuk Hakları Günü olarak kutlanıyor. Bu sözleşme, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlıyor. Bu sözleşmeye yön veren temel değerler; ayrım gözetmeme, çocuğun yararının gözetilmesi, yaşama ve gelişme ile katılım.
chs54 maddeden oluşan sözleşmenin başlıca konuları:
•             Anne–babanın rolü ve sorumluluğu; bunun ihmal edildiği durumlarda ise devletin rolü ve sorumluluğu,
•             Bir isme ve vatandaşlığa sahip olma ve bunu koruma hakkı,
•             Yaşama ve gelişme hakkı,
•             Sağlık hizmetlerine erişim hakkı,
•             Eğitime erişim hakkı,
•             İnsana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı,
•             Eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma hakkı,
•             İstismar ve ihmalden korunma hakkı,
•             Uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı,
•             Ekonomik sömürüden korunma hakkı,
•             İfade özgürlüğü hakkı,
•             Düşünce özgürlüğü hakkı,
•             Dernek kurma özgürlükleri hakkı,
•             Çocukların kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme hakkı,
•             Özel gereksinimleri olan çocukların hakları,
•             Özürlü çocukların hakları.
Konu başlıklarını okudukça bu konuda bir şeyler yapmak gerektiğini daha çok fark ediyoruz öyle değil mi?
bicodPeki neler yapabiliriz?

Öncelikle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi hazırlarken savunulan gerekliliklere göz atalım:
•             Çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında
yetişmesinin gerekliliği
•             Çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve özellikle barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin gerekliliği
Ebeveyn gözüyle baktığımda, anne-baba olarak bu gereklilikleri yerine getirme çabasında olan ve sağlayabilen kaç bilinçli aile olabileceğini düşündüğümde daha fazla umuda ihtiyaç duyuyorum…
Kişi nasıl bir çocukluk geçirirse ileride de öyle bir birey olur. Ancak, özgürlük içinde yetişen çocuk, ileride bunu yeni kuşaklara yayar.
Çocuklarımız toplumun birer parçası ve geleceğimiz. Küçük oldukları için de daha fazla sevgiye ve şefkate ihtiyaçları var.
Ve çocuk işçiler!…
Çocuk olmak;
anne-babamızla aynı işi yapmak zorunda olmak değil!
Çocuk olmak;
ev diyeceğimiz bir yer olmadan, mahsul toplamak için oradan oraya göç etmek değil!
Çocuk olmak;
en ağır şartlarda, günde 10 saatten fazla çalışmak zorunda olmak değil!
Çocuk olmak;
kayıtlı olduğumuz okula, senede sadece birkaç gün gidebilmek değil!
Çocuk olmak;
sırf böyle bir dünyaya doğduk diye, önceden belirlenmiş bir kaderi yaşamak değil!
Çocuk olmak;
oyun oynamamızın lüks olduğunu kabullenip susmak değil!
Çocuk olmak;
kanunlarla korunmuş haklarımızdan mahrum büyümek değil!
ÇOCUK OLMAK;
BÖYLE BİR ŞEY DEĞİL!
BCODlogokucuk“Ne güzel, erken yaşta sorumluluk alıyorlar, elleri ekmek tutuyor” diyorsanız; günde 50 kuruşa yetişkinler için bile ağır sayılacak işlerde, 10 saat mesai yaptıklarını bilin.
“Hem spor yapıyor, hem de her yeri gezip görüyorlar” diyorsanız; yetersiz beslenme ve ağır şartlar nedeniyle kalıcı sağlık sorunları yaşadıklarını ve gittikleri yerlerde dışlandıklarını bilin!
“Durumu iyi olmayan bir kaç aile bu işi yapıyordur” diyorsanız; tam olarak 1 milyon çocuk işçiden bahsettiğimizi ve bu çocukların Türkiye’nin geleceğini şekillendireceğini bilin.
“Bu konuda kanun çıkartsınlar” diyorsanız; çocukların çalışmasının uluslararası sözleşmelerin yanı sıra İş Kanunu, İlköğretim ve Eğitim Kanunu gibi birçok başlık altında, halihazırda anayasal suç olduğunu bilin.
“Teftiş edilsin” diyorsanız, ülkemizdeki 4 milyon ticari kuruluşu denetleyecek iş müfettişi sayısının 1500 olduğunu bilin.
“Ne yapalım, büyüyünce düzelirler” diyorsanız, bu çocukların çalıştıkları için okula gidemediklerini ve onları gelecekte, kalıcı yoksulluktan başka bir şeyin beklemediğini bilin.
Çünkü gerçekleri bilirseniz, görmezden de gelemezsiniz…

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye buradan ulaşabilirsiniz. 
Bir gün de olsa çocuk olarak konuya dikkat çekmek için buraya tıklayınız.
Powered By Blogger
Sevgili Ziyaretçim,
Blogumda aradığını bulmanı ve ziyaretinin keyifle geçmesini dilerim. Sevgi ve sağlıkla...