24 Ekim 2011 Pazartesi

Terör Mağduru ve Depremzedelere Yardım

Ardarda yaşadığımız terör ve depremdeki kayıplarımıza milletçe çok ama çok üzgünüz...Televizyonda yayınlanan görüntüler, sosyal medya vesilesiyle aldığım haberler içimi burkuyor; ne yapayım nasıl bir yardımım dokunur, dua etmekten başka ne faydam olabilir diye pekçok kişi şahsi çabalarını hayata geçirebilmek için düşünüyor, belediyeler, markalar, yardım kuruluşları tüm duyarlılıklarıyla yardımları ulaştırmaya çalışıyorlar. Yardımsever bir milletiz allahtan...Umarım bu ilk günlerdeki gibi sonraki günlerde de yardımlara devam edilir; çünkü birkaç hafta sonra evsiz kalanların evleri hemen yerine konmayacak, açlık ve susuzlukları yine birçoğunun ancak yardımlarla karşılanabilecek, ilk günlerde kendilerinden daha çok çadıra ihtiyaç duyanların olduğunu düşünen bebekli depremzedeler artık zorlanacak ve onlarda sığınmaya daha çok ihtiyaç duyabilecekler...

Afet bölgesine neler ulaştırılabilir, en çok nelere ihtiyaç vardır diye düşününce aklıma ilk gelenler şunlar oluyor:

- Su
- Ekmek
- Elektriksiz ısıtıcılar
- Battaniye
- Bebek bezi
- Kaşık mamaları
- Biberon
- Ayakkabı
- Kışlık kıyafet
- Özellikle diyabeti, kalp rahatsızlığı olanlar için ilaç
- Hastalıkların yayılmaması için aşı (bu tabii tıbbi bir konu ama vatandaş olarak bunun da gerekli olacağını düşünüyorum)
- Kan merkezlerine kan bağışında bulunmak
- Koli (Belediyeler, gelen yardımların paketlenmesi için koliye ihtiyaç duyuyormuş)

Kolilerin üzerine "Van Afet Koordinasyon Merkezi" yazmayı ve kolinin içeriğini yazmak gerekiyor.


Bunların dışında sosyal medyada hayvanseverler, depremzede hayvanların da unutulmaması gerektiğini hatırlatıyor...


Şahsi çabalarımız biraraya gelince belediyelerin, kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, yardım kuruluşlarının da yardımıyla yaraları saracak kadar bir desteğe dönüşebileceğini unutmamalı gerçekten.
Aynı zamanda, yardımları yaparken birlik olmanın önemini de unutmamalı; yardımpaketlerini nerelere ulaştırabileceğiniz konusunda sevgili Blogcu Anne'nin yazısından ve Alternatif Anne e-dergimizin yazısından faydalanabilirsiniz.

Bunların dışında, depremzedelerin temel ihtiyaçlarından biri de tuvalet ihtiyacıdır mutlaka ve bunu elbette Kızılay düşünüyordur; ama yine de işte tuvalet, ekmek, su gibi hayati ihtiyaçların giderilmesi konusunda firmalara da çok büyük görev düşüyor. Bir de tüm bunların yerine ulaşması için lojistik destek gerekiyor elbette. Bu arada terör örgütü tarafından yardım kamyonlarının yollarının kesildiği ve bu nedenle karayolları ile sanırım özellikle köylere yardımların ulaştırılmadığı bilgisi dolaşıyor sosyal medyada...Çok üzücü!

Terör mağdurları için kendi adıma şimdilik yapabileceğim tek şey, depremzedelerle birlikte, yine Alternatif Anne'de yayınlanan "Çocuklara Ölümden Bahsetmek" yazısının okunmasını önermek. Yazının içindeki bilgilerin, ateşin düştüğü yerlere ulaştırılmasının sağlanmasını ve bir nebze de olsa desteğinin olmasını diliyorum.Yazıda yakınlarını kaybeden çocuklara yaşlarına göre bu durumun nasıl anlatılabileceği anlatılıyor.

Terör ve deprem konularından uzun vadede zarar görmemek ya da zararı aza indirgeyebilmek için; söün kısası kalıcı bağış için, eğitimin şart olduğunu düşünüyorum. Bizden sonraki nesiller için bu konularda eğitim seferberliği son derece gerekli! Doğal afetler konusunda "KIZILAY ile Güvenli Yaşamı Öğreniyorum Kitabı" ilköğretim 4. sınıf ve üstü için. Tüm okullara ulaştırılması gerekiyor. Bu da kalıcı bir bağış olacaktır mutlaka! Terör konusunda da yapılması gereken çok şey var bu anlamda.

Terör mağduru ve depremzede ailelere sabırlar diliyorum...

20 Ekim 2011 Perşembe

Üzüm Çekirdeği ve Tarçın Diyabete Karşı İlaç

 

Önce bende hamilelik şekeri, ardından sevgili babamda yaşlılık şekeri çıktıktan sonra, sağlıklı beslenme ve şekerin kontrolü konularında daha da bilinçlenmek ve öğrendiklerimi başkalarının da öğrenmesini istiyorum.
Aşağıda gazeteci Zeynep Kaçmaz'ın bir haberi var; çok önemli bulduğum için burada paylaşıyorum. Yazının devamında diyabet hastasının nasıl beslenmesi gerektiği konusunda bilgiler de yer alıyor.





"Sağlık uzmanları, dünyanın en yaygın hastalıklarından diyabetin ilaç kullanımaya gerek kalmadan kontrol altına alınabileceğini söylüyor."

Dünyadaki en yaygın hastalıklardan biri olan diyabet, insan sağlığını tehdit ediyor. Dünya çapında ölüm nedenleri arasında ilk 5 hastalık arasında yer alan diyabet, tedavi edilmediğinde böbrek yetmezliği, körlük, kalp-damar hastalıklarına yol açıyor.

Ancak uzmanlar, diyabet hastalarının doğru besin seçimi ile ilaç kullanımına gerek kalmadan hastalığın kontrol altına alınabileceğini söylüyor. Üzüm çekirdeği, yeşil çay, tarçın, kuru baklagiller gibi besinler diyabete bağlı ortaya çıkan hastalıkları önlüyor ya da hastalığın kontrol altında tutulmasını sağlıyor.
Diyabet, pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya insülinin etkisine dokularda direnç olması sonucu kandaki şeker miktarının yükselmesi ile ortaya çıkan bir hastalık. Sağlıklı bireylerde kana geçen şeker, pankreastan salgılanan insülin hormonu yardımıyla hücrelere taşınır. Diyabetli kişilerde ise insülin eksik veya etkisiz olduğu için şeker hücre içine giremez ve kandaki miktarı yükselir.

Krom, diyabette kullanılması gereken en önemli doğal bileşen. Vücutta insülin etkinliğini artıran krom, kan şekerinin düzelmesine yardımcı oluyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Canan Aksoy, diyabet hastalarının tam tane ekmek veya buğday özü ilave edilmiş ekmek tüketerek krom bileşeninden faydalanabileceğini belirtti. Yulaf kepeğinin içindeki beta glukan posasının da diyabete iyi geldiğini aktaran Aksoy şunları söyledi:

“Beta glukan şekere yapışarak, şekerin daha geç emilmesini, böylece kan şekerinin yavaş bir şekilde yükselmesini sağlar. Diyabetliler süt veya yoğurdun içine yulaf ezmesi koymalı. Ayrıca günde bir çay kaşığı tarçın tüketerek kan şekerini yüzde 10-29 arasında düşürebilirler. Tarçını meyvelerin üzerine serpip tüketebilecekleri gibi çubuk tarçınların çayını da içebilirler.”

Üzüm çekirdeği ve yeşil çay da diyabette kullanılabilecek ilaç dışı doğal maddelerden. Bu gıdalar vücutta insülinin etkinliğini artırdığı gibi diyabet sonucu ortaya çıkan hastalıklara karşı da koruma sağlıyor. Üzüm çekirdeğinin iyi bir antioksidan kaynağı olduğunu ifade eden beslenme uzmanı Seyran Tombul ise bu gıdaların aç karnına tüketilmesi gerektiğini söyledi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. İlhan Yetkin, beslenmeye dikkat edilerek diyabetten kurtulunabileceğini belirtti. Yetkin, “Şeker hastaları beslenme kurallarına uyarsa ek bir vitamin ya da katkı maddesine ihtiyaç duymaz. 46 yaşında bir diyabet hastam vardı. Beslenmesine dikkat edip 20 kilo verdikten sonra kullandığı ilaca ihtiyaç kalmadı. Şu anda yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürüyor.” dedi.


Diyabet hastası nasıl beslenmeli?
Öğünler hemen her gün aynı saatlerde olmalı: Kan şekeri kontrolü için öğün saatleri günler içinde tutarlılık göstermeli. Örneğin kahvaltı bir sabah 7′de ertesi gün 11′de yapılmamalı.

Şeker içeren yiyecek ve içeceklerden sakının: Şeker ve şeker içeren besinler çok hızlı emilip kan şekerini çok hızlı yükseltir. Bu nedenle bu besinlerden kaçınılmalıdır. Bunların yerine sebze, meyve, süt, yoğurt, kuru baklagiller, yulaf ve kepekli ekmek tüketilmeli.

Yağ alımını azaltın ve sıvı yağları tercih edin: Yağları azaltmak, enerji alımını dengeleyerek kilo alma riskini azaltır. Diyabet hastaları sofralarında sıvı yağa daha çok yer vermeli. Yemek pişirirken sıvı yağ kullanmalı.

Posalı yiyecekleri tercih edin: Posası yüksek bir beslenme programı sürdürmek hem bağırsak faaliyetlerinin düzgün olmasını hem de kan yağlarının düşmesini sağlar. Rafine edilmemiş gıdalar (kuru baklagiller, bulgur, buğday, yulaf, tam tane ekmekleri), sebze ve meyveler yüksek posa içeriğine sahiptir.

Tuzu azaltın: Sodyum, vücudumuzda suyun tutulmasını sağlayarak tansiyonun yükselmesine neden olur. Sodyum, tuzun dışında salamura, konserve, hazır çorba, et suyu tabletleri, şarküteri ürünleri (salam, sosis, sucuk vb.), maden suyu ve sodalarda bulunur.

19 Ekim 2011 Çarşamba

28 Harfte Çocuk Eğitimi

Kaynağını bilmiyorum ama aklımızın bir köşesinde kalmasını isteyebileceğimiz bir ALFABE işte aşağıda!






 
‎Çocuğunuza;

A- Akıl Vermeyin
B- Başkalarına Benzemesini Beklemeyin
C- Ciddiye Alın
Ç- Çimlere Basmasını Sağlayın
D- Denemesine İzin Verin
E- Empati Kurun
F- Fikrini Sorun
G- Gurur Duyduğunuzu Söyleyin
H- Hayallerini Sorun
I- Israrcı Olmayın
İ- İnatlaşmayın
- Jest Yapın
K- Kucaklayın
L- "Lütfen" Li Konuşun
M- Model Olun
N- Ne İstediğini Sorun
O- Oyun Oynayın
Ö- Özür Dileyin
P- Paylaşın
R- Rica Edin
S- Sorumluluk Verin
Ş- Şans Verin
T- Tutarlı Olun
U- Utandırmayın
Ü- Üzüntülerini Paylaşın
V- Vakit Ayırın
Y- Yüreklendirin
Z- Zevklerini Öğrenin

5 Ekim 2011 Çarşamba

Barış Manço'nun Fransız Spiker'e Yanıtı


Bu ay Alternatif Anne'de dosya konusu Dünya Vatandaşlığı. Dünya Vatandaşı deyince benim ilk aklıma gelen isim Barış Manço. Yazacağım yazı için araştırma yaparken aşağıda paylaştığım yazıyla karşılaştım. Önce yazıyı okuyun, sonra günümüzü düşünün. Memleketimize onun gibi Memleketçiler gerek...

"Barış Abi Fransa’da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur. Karşısında ise küstah bir spiker! Sözde Barış Abi ile dalga geçmektedir. Sürekli, “işte Türk, yani barbar, vahşi…” demektedir. Barış Abi daha fazla dayanamaz ve spikere “yanınızda kâğıt para var mı?” diye sorar! Bu soruya spiker şaşırır ve “evet var ama n’olacak” der. Barış ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır. (Bu olaydan az önce Barış Abi canlı yayında “anahtar” adlı şarkısını söylemiştir. Bu şarkının bir bölümü şöyledir: “beş akif - bir saat kulesi, iki kule - bir fatih, beş fatih - bir mevlana, iki mevlana - bir sinan” Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda adı geçen kişiler o dönemdeki türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir.)


Barış Abi spikere sorar: “Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim?”

Spiker: “general”
Barış Abi diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır, “general”, “amiral”, “komutan”…

Bu sefer de Barış Abi cebinden Türk paralarını çıkarır.
Spikere derki: “Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy’dur. Şairdir… Bu fotoğraftaki kişi Mevlana’dır. Düşünürdür… Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet’dir. Adaletin sembolüdür… Bu paradaki kişi ise Atatürk’tür. “yurtta barış, dünyada barış” diyen kişidir…
Bizim paralarımız bunlar… Biz türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına şairlerimizin, düşünürlerimizin”, bilim adamlarımızın fotoğraflarını bastık! Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız! der…

Barış Abi’nin bu cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler ve spikeri oradan kovarlar, başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Abi’den ve Türk’lerden özür diler, proğrama böylece devam edilir."

Seni çok özlüyoruz...




Barış Manço'yla hasret gidermek isterseniz aşağıdaki adresleri ziyaret edin:

http://baris-manco.video-klipleri.org/
http://www.barismanco.com.tr/
http://www.barismanco.com/




4 Ekim 2011 Salı

Alternatif Anne'de Yazıyorum

Minik oğlumun doğumundan sonra iş hayatına uzak kalmam ilk başlarda benim için kabus gibiydi. Hamileyken mobbing'e maruz kalarak işsiz kalınca eşimle bütün planlarımız alt üst olmuştu. Mobbing'e maruz kalmama rağmen doğum iznimden sonra dönebileceğim bir işim olmasını hedeflemiştim ve sonrasını belirleyemediğim için epeyce düşünmüştüm. Bunca zaman sonra geriye dönüp baktığımda, o zamanlar kayıp sandığım zaman diliminin benim için müthiş kazanımlar barındırdığını görüyorum. Öncesinde tutmaya başladığım bu bloguma devam ederken minik oğlumuz büyüdükçe onunla ilgili paylaşımlarımı yazıya döktüğüm Minik Kartal  blogum da hayat buldu ve ben yazmayı çok sevdiğimi, daha çok şey yapmak istediğimi anladım. İşte o noktada Alternatif Anne'yle yollarımız kesişti. Alternatif Anne'de Hobi Bölümü Editörü oldum. Evet bölümümün adı da Hobisel oldu, yani blogum bölüm sponsoru oldu!  Alternatif Anne Manifestosu için buraya tıklayın. Bundan böyle orada yazdığım yazılarıma burada da yer vereceğim.

Üreten bir anne olmaktan, çocuğumun büyümesine bire bir tanıklık yapmaktan ve ona bu yolda bu mesafede eşlik edebilmekten, ilgi alanlarım doğrultusunda araştırmalar yapmaktan, bilgilerime yenilerini eklemekten ve yazılarıma aktarmaktan mutluyum. Sadece istekleri belirlemek lazım sanırım. Sonra kapı aralanınca ışığı görüyorsunuz! Siz de kapınızı aralayın ve ışığın yolunuzu aydınlatmasına izin verin!
Powered By Blogger
Sevgili Ziyaretçim,
Blogumda aradığını bulmanı ve ziyaretinin keyifle geçmesini dilerim. Sevgi ve sağlıkla...